Şovun ortalamanın biraz üzerindeki süper kahramanı olarak her çocuğun olmayı hayal ettiği aksiyon figürünün gerçek hayattaki karşılığıdır: formda, çevik,şimşek kadar hızlı inanılmaz bir akrobat. Sürekli hareket halindedir- havada parandeler atar ve dengesini kaybetmeden yere iner. Sportacus günlük aletleri acayip şekillerde kullanmayı sever, özelleklede içgüdüleriyle bir şeyi yapabilecekken sıradan olanları kullanmaz. Sabırlı, iyi kalpli ve daima anlayışlıdır ve Tembel Kasaba'daki çocuklara ne yapmamaları gerektiğini söylemez. Onlara davranışları ile örnek olmayı yeğler.
Stefanie amcasıyla (Tembel Kasaba' nın belediye başkanı.) yaşayan tatlı, iyimser bir kızdır Tembel Kasaba'yı çok sever ; tuaf ama eğlenceli bir yerdir. Dansçı olmak istemektedir ve bu yüzden Sportacus'ün yaptığı fantastik hareketleri çok beğenir. Stefanie Tembel Kasaba' da büyümediği için diğer çocuklar gibi basit sağlık sorunlarıyla boğuşmaz. Bunun yerine hislerine nasıl sadık kalabileceğini anlamaya çalışır. Stefanie olumlu, meraklı, canayakın biridir ve yaptığı hatalardan ders almayı bilir. Hayatını büyük bir macera olarak görür. Yeni şeyler deyebileceği, yeni dostlar edinebileceği ve bazen bir kahramanla takılabileceği bir hayat! Hey, bütün bulutlar kara olsa bile sloganını hiç unutmaz '' daima bir yol vardır!''
Bütün kahramanların iyi bir kötü adama ihtiyaçları vardır ve Sportaküs’ün Robbie Rotten adlı olağanüstü bir kötü adamı vardır. Robbie (veya kendisine bay roten da diyebiliriz) Sportaküs’ün tembel kasaba çocukları tarafından havalı bulunmasına inanamamaktadır özellikle de Sportaküs bir tembel kasaba sakini olabilmek için bu kadar berbat bir örnekken! Robbie’nin yeraltındaki sığınağıda bir şeyler atıştırıp televizyon izlemekten ayırabilecek tek şey can düşmanı Sportaküs’ü küçük düşüreçek yeni ve korkunç bir plandır! Hayata en çok gerçekleştirmek istediği şey Sportaküs’ün balonunu patlatmaktır (hem mecazi hem gerçek anlamda) Kılıktan kılığa girme uzmanı olan Bay Rotten sürekli olarak saf kahramanımız Sportaküs’ü tembel kasaba’nın alay konusu etmek için başka bir alcak tuzağa düşürmeye çalışmaktadır. Ama, Robbie’nin ‘’parlak’’ planları Sportaküs’ün İnanılmaz atletik becerileri ve zekası (ayrıca şu lanet çoçukların yardımı sayesinde) her seferinde bir şekelde başarısız olur
Buyurgan toplayıcı Stingy sabırsızca dünyanın kralı olma hayalleri kurmaktadır.
Genç ve hevesli biri olarak gruptakilerle oynamayı sever (tebaan olmadan kral olamazsın) ama ne zaman biri kendisinin sahip olmadığı oynayacak yeni bir şey getirse kıskançlıktan çatlar. İnsanın sahip olduğu eşyaların en önemli şeyler olduğunu düşünür. Stingy’nin doyumsuz toplayıcılığı diğerlerinin günü kurtarmak, oyuna katmak veya yollarını bulmak için ihtiyaç duydukları şeye tam da sahip olduğu anlamına gelmektedir. Tabii ki bunu diğerleriyle paylaşırsa. Stingy, Trixie’ nin kalender tavırlarına hayrandır ama onun liderlik becerilerini de kıskanır. Pixel’ in sahip olduğu bilgisayarları ve aletleri kıskanır, Ziggy’ nin cömertliğini anlayamaz ve bir taraftan Stephanie’ yi gerçekten severken bir taraftan da onun maddi şeylere ilgi göstermiyor gibi görünüşüne çok şaşırır. Bir kralın elinden ne gelir?
Meşgul, içten ve hedefe odaklı Pixel video oyunlarını ve elektronik teknoloji aletlerini büyük bir ustalıkla kullanır. Ama bilgisayarın başında geçirdiği onca saat onu gerçek insanlarla takıldığında ortaya çıkan mantık ve kontrol dışı güçlerle baş etmede yetersiz bırakmıştır. Tabanca kılıfında taşıdığı uzaktan kumanda tartışmaların sesini kesemez ya da arkadaşlarının programlarını değiştiremez, bu yüzden ya kendi bitler ve baytlardan oluşan tutarlı dünyasına çekilecektir ya da arkadaşlığın fırtınalı anlarında kalacaktır. Bazen diğer çocuklarla anlaşabilmesinin tek yolu basit bir “evet” veya “hayır” yeterli olacakken bir sürü kafa karıştırıcı veriyle konuşarak teknoloji aşkından geçer. Teknoloji kullanarak sorunları çözme becerisi ve içgüdüsü diğerleri bir sorunu çözmeye çalışırken değerlidir ama Pixel “En sevdiğin renk hangisi?” gibi basit bir soruyla karşı karşıya kaldığında neredeyse kısa devre yapacak gibi olur.
Ziggy’nin kocaman bir kalbi vardır- ve en az onun kadar büyük de bir midesi. Hayatı yalnızca yaşamakla kalmaz; hayatı muazzam bir iştahla silip süpürür. İçindeki şapşalca coşku ve neşe çevresindeki herkes için sürekli bir enerji kayağıdır. Yeni bir fikri ilk benimseyecek veya bir maceraya ilk “evet” diyeceklerdendir aynı hızda da dikkati dağılır, özelliklede –mmmm- ‘Şoko-Şekerlemeler’ tarafından. Ziggy büyüdüğü zaman tıpkı idolü Sportacus gibi bir süper kahraman olmak istemektedir. Ayrıca koşma ve atlama egzersizlerini yapmayı planlamaktadır –gerçekten planlamaktadır- ama belki önce şu şekerlerden bir ısırık daha alır…
Haylaz, kural tanımaz ve özgür ruhlu Trixie eşek şakası yapmaya bayılır ve kesinlikle sıradan şeyler yapmaz. Eğer bir işi yapmanın geleneksel bir yolu varsa onu kesinlikle bulmayacaktır. Dik kafalı, inatçı ve aşırı sabırsızdır. Bazen diğer çocuklar ona yalnızca “sakin ol”masını söylemek isterler. Sürekli meydan okur ama her zaman eğlenceli ve komik bir şekilde. Aynı zamanda çok da zekidir. Aşırı derecede dürüst olduğundan lafını sakınmaz ve diplomasiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir şekilde başkalarının düşündüklerini dile getiriverir.
Belediye Başkanı Milford Meanswell TembelKasaba ile ilgili her şeye bayılır. Dünyanın en miskin yeri olduğu için bayılır. Kasabanın kendi kahramanının tembelliğin ezeli düşmanı olmasına bayılır. Ve bu kahramanın bir de can düşmanı olmasına bayılır! Nasıl olur da tek bir kişi tüm bu çelişen şeylerin taraftarı olabilir? Eh, ne de olsa o bir siyasetçi. Belediye Başkanı sıklıkla kütüphanecisi, postacı, bankacı, bakkal ve ihtiyaç duyulan diğer görevler için ikili olur. Üstlendiği çeşitli görevler altında çılgınca uğraşan başkan eğer O bunu yapmazsa başka kim yapacak ki diye düşünür. Bessie’ye karşı “gizli” bir aşk beslemektedir ama çabaları hiç sonuç vermez ve yarı-felaketle sonuçlanır. Hatalar yapabilir ama çocuklar ona iyi bir amca gibi imrenir ve saygı duyarlar – nede olsa onların tek belediye başkanıdır.
Adı her şeyi anlatıyor. Bessie Busybody ( başkasının işine burnunu sokan kimse, işgüzar kimse) Herkesin neyle ilgilendiğini bilmek ister ve bunu öğrenmek için elinden geleni yapar. Genellikle kötü zamanlama veya kötü şans onu yolundan alıkoyar ama hiçbir zaman vazgeçmez. Örneğin gizlice dedikodu dinlerken sıra çok önemli bir bilgiye geldiğinde biri korna çalıp her şeyi berbat edebilir. Herkesten saygı görme isteğiyle dolup taşar. TembelKasaba’nın kraliçesi olmaya bayılırdı, tabii eğer öyle bir şey olsaydı. Daima son modayı takip eder. Çocuklara bir anne figürü olmaya çalışır ama bu iş genellikle pek yürümez. Niyeti sağlamdır; yalnızca iyi bir anne ve ya rol modeli olabilecek becerilere sahip değildir. Belediye Başkanı’nın kendisine duyduğu hislere karşılık vermez ama attığı adımları da ilgisiz bırakmaz. Ne de olsa onun Belediye Başkanı’dır
SONUNDA BİTTİ UMARIM BEĞENİRSİNİZ